20.yy’ın başlarında Henri Matisse tarafından Fransa'da geliştirilen bir sanat akımıdır.
Ancak ömrü kısa olmuştur. 1900'lerde başlamış, 1910 yılına kadar sürmüştür.
Matisse, Derain ve Vlaminck'in Paris'te açtıkları 'Sonbahar Sergis' inde ilk kez duyulmuştur.
1905 yılında gercekleşen bu sergi modern resme birçok katkıda bulunmuştur. Sergiye gelenler
daha önce hiç karşılaşmadıkları bir anlatımla karşılaşmışlardır. Tuval üzerine sürülmüş
dogrudan renkler, bozuk perspektif gelenleri şaşırtmıştır.
Sergide bulunan ünlü eleştirmen Louis Vauxcelles bu gruba Le Fauves (vahşi hayvanlar)
olarak hitap etmiştir.
Fovizm'de görsellik ön plandadır. En önemli özelliği, tüpten çıkmış gibi çiğ ve bağıran
renklerin doğrudan kullanımıdır. Fovist resim; yüceltilmiş duyguların ve renklerin eğlenceli ve
fantastik dünyasını oluşturan bu ‘vahşilik’ en çok güçlü renklerde, dinamik fırça vuruşlarında ve
yapıtların derin dışavurumcu niteliklerinde yansır. Resim sade ve temiz boyanmalıdır. Derinlik,
ışık, gölge ve belirli kenar çizgileri bırakılmıştır. Fovizmde hafiflik ve sevinç gözlenir. Akımın
sanatçıları boyaları tuvale ,tüpten doğrudan sıkarak resim yapmışlardır.
Fovistlerin ele aldıkları konular; cansız doğa ve manzara gibi alışılagelen türlerin dışına
çıkmaz. Fovların getirdikleri yenilik sanata renkli bir çeşni katmaktan öteye gitmez. Kullandıkları
renkler , çılgınca bir iç güdünün , coşkunun ifadesi olarak yorumlanıyordu . Vlamick
‘bir çılgınlık içindeyim, yeni bir dünya yaratmak istiyordum.’ diyor, ‘Gözlerimin
dünyasını, sadece kendim için bir dünya… Tonları abartıyor, algılanabilcek her
duyguyu bir renk cümbüşüne dönüştürüyordum. Kendimi delicesine aşık,
dizginlenemeyen bir vahşi gibi duyuyordum. Bana resim yaptıran iç güdümdü.'
Vincent van Gogh ve Paul Cezanne'dan, Seurat'ın Puantilizm'inden etkilenmişlerdir. Noktalarla
boyama stili, yerini; düz motifler halinde özgürce uygulanan, çarpıcı saf renklere, geniş kesik
fırça darbelerine bırakmış olsa da renk uyumu merkezli bir akım olmuştur.
Derain'in "Renk için Renk" ideali böylece somutlaşmış, artık bir nesne kendi parlaklığını
yaratabilirdi. Akımda ilham kaynağı olan önemli unsurlardan biri, Güney Fransa'daki Collioure
şehridir.
Mimarlık öğrencilerinden oluşan bir grup, Die Brücke (Köprü) olarak bilinen ve esin kaynağı
olarak Fovlarla aynı örneklere (Van Gogh, Gaugin ve Seurat) bakan bir sanatçı çevresi
oluşturdular.




Hiç yorum yok:
Yorum Gönder