24 Mayıs 2014 Cumartesi

                      Les Fauves

20.yy’ın başlarında Henri Matisse tarafından Fransa'da geliştirilen bir sanat akımıdır.

Ancak ömrü kısa olmuştur. 1900'lerde başlamış, 1910 yılına kadar sürmüştür.

Matisse, Derain ve Vlaminck'in Paris'te açtıkları 'Sonbahar Sergis' inde ilk kez duyulmuştur. 

1905 yılında gercekleşen bu sergi modern resme birçok katkıda bulunmuştur. Sergiye gelenler 

daha önce hiç karşılaşmadıkları bir anlatımla karşılaşmışlardır. Tuval üzerine sürülmüş 

dogrudan renkler, bozuk perspektif gelenleri şaşırtmıştır. 

Sergide bulunan ünlü eleştirmen Louis Vauxcelles bu gruba Le Fauves (vahşi hayvanlar)

olarak hitap etmiştir.

Fovizm'de görsellik ön plandadır. En önemli özelliği, tüpten çıkmış gibi çiğ ve bağıran 

renklerin doğrudan kullanımıdır. Fovist resim; yüceltilmiş duyguların ve renklerin eğlenceli ve 

fantastik dünyasını oluşturan bu ‘vahşilik’ en çok güçlü renklerde, dinamik fırça vuruşlarında ve 

yapıtların derin dışavurumcu niteliklerinde yansır. Resim sade ve temiz boyanmalıdır. Derinlik, 

ışık, gölge ve belirli kenar çizgileri bırakılmıştır. Fovizmde hafiflik ve sevinç gözlenir. Akımın 

sanatçıları boyaları tuvale ,tüpten doğrudan sıkarak resim yapmışlardır.


Fovistlerin ele aldıkları konular; cansız doğa ve manzara gibi alışılagelen türlerin dışına 

çıkmaz. Fovların getirdikleri yenilik sanata renkli bir çeşni katmaktan öteye gitmez. Kullandıkları 

renkler , çılgınca bir iç güdünün , coşkunun ifadesi olarak yorumlanıyordu . Vlamick 

‘bir çılgınlık içindeyim, yeni bir dünya yaratmak istiyordum.’ diyor, Gözlerimin 

dünyasını, sadece kendim için bir dünya… Tonları abartıyor, algılanabilcek her 

duyguyu bir renk cümbüşüne dönüştürüyordum. Kendimi delicesine aşık, 

dizginlenemeyen bir vahşi gibi duyuyordum. Bana resim yaptıran iç güdümdü.'
Vincent van Gogh ve Paul Cezanne'dan, Seurat'ın Puantilizm'inden etkilenmişlerdir. Noktalarla 

boyama stili, yerini; düz motifler halinde özgürce uygulanan, çarpıcı saf renklere, geniş kesik 

fırça darbelerine bırakmış olsa da renk uyumu merkezli bir akım olmuştur.
Derain'in "Renk için Renk" ideali böylece somutlaşmış, artık bir nesne kendi parlaklığını 

yaratabilirdi. Akımda ilham kaynağı olan önemli unsurlardan biri, Güney Fransa'daki Collioure 

şehridir.

Mimarlık öğrencilerinden oluşan bir grup, Die Brücke (Köprü) olarak bilinen ve esin kaynağı 

olarak Fovlarla aynı örneklere (Van Gogh, Gaugin ve Seurat) bakan bir sanatçı çevresi 

oluşturdular. 















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder